Çocukluk çağında baş ağrısı sık görülen şikayetlerden olup 7 yaş civarında %40 ergenlikte %70-80'lere ulaşır. Baş ağrısının akut ya da kronik olması tanısal yaklaşım için önemlidir. Akut baş ağrıları genellikle altında yatan bir sebebe ikincil olarak ortaya çıkar. Ani başlayan baş ağrısı ile birlikte ateşin olması eşlik eden bir enfeksiyon varlığını düşündürebileceği gibi, geceleri uykudan uyandıran özellikle sabahları kusmaların eşlik ettiği baş ağrılarında kafa içi basınç artışına sebep olabilecek tümör gibi oluşumlar düşünülmelidir. Bunun dışında baş ağrısı ile ortaya çıkan bilinç kaybı, nöbet ya da motor fonksiyon kayıpları kanama ya da inme gibi durumaları düşündürebilir.
Kronik baş ağrılarında, baş ağrısının süresi, ağrının şekli ve şiddeti, eşlik eden diğer bulguların varlığı gene primer ve sekonder baş ağrılarını ayırt etmek de önemlidir. Mesela baş ağrısına eşlik eden tansiyon yüksekliği hipertansiyon işareti iken, görme bozuklukları da özellikle baş ağrısına sebep olabilir.
Birincil baş ağrılarının en çok iki sebebi migren ve gerilim tipi baş ağrısıdır. Migrende değişen yoğunlukta ve şiddette sıklıkla zonklayıcı şekilde baş ağrısıdır. Genellikle bu ataklara fotofobi (ışıktan sakınma), fonofobi (gürültüden sakınma), bulantı kusma eşlik eder. Ataklar arasında tamamen ağrısız geçen dönemler vardır. Ailede migren tanlı birilerinin olması önemlidir. Gerilim tipi baş ağrısında ise iki taraflı sıkıştırıcı tarzda ağrı olur. Psikiyatrik rahatsızlıklar, depresyon gibi eşlik edebilir.
Eğer hastanın muayene bulguları ve öyküsünden sekonder baş ağrısı nedenleri düşünülüyorsa beyin görüntülemesi yapılabilir. Her hastaya EEG çekilmesi gerekli değildir ancak epilepsi ile karışan bazı durumlar da EEG çekimi önerilir.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.